BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

16 Ocak 2009 Cuma

aşktan bir put yaparsın

dikersin yüreğinin ortasına

adarsın varlığını

beklemek ibadetin

özlemek ilmihalin

çiçekler ve sunaklar

çarpıntılar ve randevular

kesişen ve ayrılan yollar

gecikmeler ve vakitsiz tesadüfler

rüyalar ve gündüz düşleri

bir hayali bedenle sevişmeler

fantom ağrıları ve tendeki diş izleri

güleç bir kız doğurur ellerin

uyanır açarsın gözlerini yapayalnız bir odada

tek hakikat üşümektir

bu kaçıncı kıyametin?

bu kaçıncı felaketin?


karpuzdan külâh yaparsın

geçirirsin kafana

sulu sepken bir yazda

hem aklından korur seni

hem güneşi savuşturur

harp çıkar Haziranda

sinirler seferberlik

deliler ordusunda bir kıdemli albaysın

bir koğuşta kuşatılır alayın

yetmiş doz akineton, üç öğün elektro

yenilirsin, yeneni olmayan bu harpte

silahlar susar

sinirler mütareke

dönersin salıncaktan evine

parlar göğsünde yıldız yıldız

gazoz kapağından madalyaların


nardan bir umut yaparsın

koyarsın zahire sandığına

kış gelir, zemheride

getirirsin sofraya

ikiye bölersin önce

sonra her parçayı bir daha

epey bir gider böyle

tek taneye varana

o tanenin içinde

yeniden halk’olur dünya


kardan bir adam yaparsın

bir avuçluk bahçende

burnuna bir havuç

gözlerine birer parça kömür

tek üşüyen yeri boynudur (öpmeyi unuttuğun için)

bir kaşkol atarsın ona da

koltuğuna bir süpürge verirsin

alışsın ev işine kerata

hem çöpçü olur hiç bi şey olamazsa

ağız çizgisini yukarı kıvırırsın

güler kendi haline

güneşten kıskanır seni

yine de güneşe aşık kar gibi sever

ama bilir kardan yaratılmış bir âdemin

ve fakir bir âşığın sonu

kahrından erimektir

toprağa karışır usulca

burnu böceklere yem olur

süpürgesini bir çöpçü alır

tebessümünü gece bekçileri


sana o kömür gözleri kalır

CELAL ÇELİK

0 yorum: