BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

10 Kasım 2009 Salı

TAŞINIYORUZ

özgürlüğüme tekrar kavuşma sevincimdi burda yazmaya başlama sebebim..yıllarca süren sessizliğime haykırış,bi başkaldırış, hayallerimin başlangıcıydı..
sonra biraz amacından kaydı..hep güzel şeyler paylaşmak istedim ama istemeden "kötü" oldum..
şimdi tekrar uçmayı denemek istiyorum..korkmadan yükselmek..kaç metreden, kaç kilometre hızla düşersem düşeyim,üzülürsem üzüleyim,kırılırsam kırılayım..uçmak istiyorum..
burayı terkediyorum! yeni adresimi bilmiyorum.. ışığa doğru gidiyorum;))
burayı terkediyorum........

13 Ekim 2009 Salı

Gözüm sürekli aynı monitörde..kapıdan girince sağda,2. yatağın monitörü.."BAŞLAT" yazıyor..onunla bağlantılı,bütün yatakları gösteren önümdeki monitör ise "BEKLEMEDE" diyor 2 yatak için..Kalkıp "BAŞLAT" demek istiyorum..BEKLEMEDEn devam etsin istiyorum..İlk kez bütün yataklarım dolu olsun istiyorum.Tuğçe'nin Nasrettin Hoca'sı orda olsun..sorumluluk almak ne kadar zormuş..Kafam davul gibi!Burda dönüp uykularına devam eden insanlar var..çünkü aynı güçle yarın hayat kurtarmaya çalışmaya devam etmeleri gerekiyor..Kimine göre ben büyütüyorum..

Burda "eline sağlık" diyen insanlar var..Hiç bi anlam veremediğim bi cümle!!teşekkür amaçlı belki ama çok saygısızca bulduğum..küfür gibi gelen..Hiç bi şey yapamadım ki diye düşünüyorum o an..bi işe yaramadı ki..döndüremedim ki..

Belki de bazen,elinden geleni yaptıktan sonra yapabilecein tek şey kadere inanmaktır..onun için yapabileceğin en faydalı şey dua etmektir..mekanı cennet olsun..Allah'ım yakınlarına sabır versin..

4 Ekim 2009 Pazar

uyuyim uyanayım geçicek biliyorum!!....

28 Eylül 2009 Pazartesi



zaman kar gibi.. yağdıkça bembeyaz kaplar herşeyi, yollarını, yolculuklarını, başlangıçlarını, sonlarını, kaçtıklarını, sakladıklarını....

yaşanan, yaşanamayan, söylenen, söylenemeyen ne varsa..

yok olsun istersin bazen, silinsin, bembeyaz olsun..

el değmemiş olsun..unutulsun gitsin..ama beyaz olsun..

korumak istersin..

burnunu sokmaya çalışan onca insana rağmen!

herşeyden, herkesten korumak istersin, başını koyarsın ortaya!hepsinden korursun da bi kendinden koruyamazsın.o kadar kolaydır ki bütün gücünle korumaya çalıştığın, kimseleri sokmadığın, sabırla beyaz örtülerine bürünmesini beklediğin bahçelerini çiğnemek..bembeyaz karlarını çamur göllerine dönüştürmek..sabrını emeğini hiçe saymak..bi bakış dersin bazen..alıştığın yerlerde, alıştığın bir rayiha dersin, farkında olmadan duymayı beklediğin..hep bu yüzden!!

oysa kendi ayak izlerindir gördüğün....herşeyi mahveden.....
p.s. : 24.09.09 tarihine aittir..

26 Eylül 2009 Cumartesi

*uğruna aşk şarkısı yazılacak insanlar mı kalmadı? yoksa büyüdük de bu duyguların geçerliliği mi kalmadı?
*tamam , biliyorum bu insanlara "adalet" diye bi kelimenin varlığını kabul ettirmek çok çok zor, peki ya ilahi adalet?bu dünyada işlemez di mi?? vardır alacaklarımız? eğer bu dünya adilse, ben adalet kelimesini çıkarıyorum lugatımdan!
*dürüst kişiler sayılı mı?dizilerdeki kötü kadınlar gerçek mi?hayatımız küçük emrah filmlerine mi benzio dışardan bakınca?o kadar düştük mü?düştüler mi?düştünüz mü?
*bi yalan varsa ve içinde arkadaşların varsa kime inanacağını bilemeyecek kadar insanlara güvensiz olmak,olması gereken bi şey midir?bu mu olmalıdır yani doğrusu?
meğer en çok çevremde olup bitenleri merak ettiğim için böyle KIT olmuşum!Bi türlü çözememişim insanlığı!yıllar geçsede ermez aklım!körelirim, kendime kalırım; bilenirim, kendimi acıtırım,yine de bi baltaya sap olamam,çünkü sap değilimdir,olmadığım gibi görünemem!sap olmak da marifettir ve döner dolaşır aynı yere gelirim;aslında iyi olmak bi meziyet değildir!!!

23 Eylül 2009 Çarşamba

Sevgili ve pek saygıdeğer Güzin Abla;


şehirler arası herhangi bir otobüsün 4 numaralı koltuğunun camından doğayı seyrederek en sevdiğim şehrime giderken,radyodan yayılan şarkının hipnotik etkisiyle ve "vur kadehi ustaaa"daki vura paralel,cama kafa atmak kaidesiyle hem camı hem kafamı patlatarak içime deriiiiiiiiinnnn bir istanbul çekmek isteğim sizce normal midir??

Bayram bitti..Güzeldi Güneşimle sabahlamak,karanlıklar hiç inmedi gecemize:) sonra Yasmin'le sohbet güzeldi..İçimdeki meraksızlığımı meraklandırdı!Ben niye artık hiç meraklanmıyorum diye hayıflandım!..Güzeldi ev ahalisinin yaşlandıkça komikleşen ev hallerini izlemek..kışlıklarımı topladım.kura korkusuyla,doğu çekeceğimmden emin,bütün kışlık kıyafetlerimi eve taşımıştım,hepsini geri getirdim,baya kas yaptım..gelmeden önce bi de çok güzel bi icat buldum!
tüylenen kumaşların,yün kazakların tüylerini temizliyo bu alet.kış geldi,lazım olabilir..

Tatilin acısı çıkmaya başladı..bünye alışkın olmayınca sivilcelerim, ardından laranjit+faranjit+reflü şüphesi........vb tanılar.....en komiği de "ses tellerinin arkası yanmış" tanısıydı!"motor yanmış" gibi bi şey çağrıştırdı bana:)) ve kbb'ciler dışında herkesin lüzumsuz olduğunu düşündüğü bi ton ilacım oldu!bense kendi ilacımı buldum,İŞte burda ; :)
kutusu beni cezbetti ama gayet güzelmiş,aradığım kadar da menthollü..kutusu da çok şık ! yalan bu tıp bilimi :P

17 Eylül 2009 Perşembe

haaayyyde bagaaaalımmmmm!!

sevgili koza..

ihmal etmişim seni..yazmamışım olanı biteni..oysa öyle güzel ve farklı geçti ki hergünüm!sanırım ben de farklılaştım bi parça..O kadar düzgün insanlarla tanıştım ki içime döndüm tekrar tekrar.Bi o kadar uçuklarını da tanıdım,daha önce hiç bakmadığım kadar yakından baktım içlerine, kalpleri açık pembeydi,sevdim hepsini:) zorlasak arkadaş bile olabilirdik:)) ama ben attım sepete bi kaç tane:) yeniden görüşmek üzere..
bu da minik bi özet :)

8 Eylül 2009 Salı

..haydi kampa..1.gün:horse riding..


Sevgili Koza;
1yıl aradan sonra sana bu satırları yazarken,senden kurtulduğuma hiç pişman değilim!iyi ki özgürüm!

arkadaşlarımla fethiye'deyim.ilk tatil, ilk gün..ilk faaliyet;horse riding!bu programın böyle sunulması ilginç gelmişti aslında,dalga geçmiştik;"horse riding,scuba diving,jeep safari..." ama gelince gördük ki burası sözde bizim..bütün mezar taşları yabancı isimlerle dolu, cafeler,barlar,"turkish bath"Ler...şöyle bir uyarı alıyoruz liderlerden; " ingilizce konuşursanız,turist sanıp daha çok ilgilenirler,bu yüzden ingilizce konuşun!" buranın ırkı açık sarı olmuş artık!! en güzel evlerde,havuzların başında onlar.. yerli olan azınlıksa aynı dizilerdeki gibi.Daha önce Egelilerle pek içli dışlı olmayan ben ve arkadaşlarım,onlar konuşurken kendimizi babam ve oğlum filminin setinde hissettik :)

bu da benim atım Ayşegül :)) asiL bir at ayşegül ! herkes su birikinilerinin kenarından geçer,biz ayşegülle şap şap içindenn!nerde bi uçurum var,ayşegülün bi ayağı uçurumun hep kenarında!yollarda dururuz, otlanırız,gruptan kopuk fevri bi at ayşegül! :) equirysinin kuyruğunu koklaya koklaya gittik :)) kapanışta da müthiiş bi gösteri hazırladık ayşegülle arkadaşlara!onlar,çiftlikteki diğer atlardan biri olan sultanla birbirlerine çifte atıp dururken,ben de üzerinde durmayı başardım ve showumuzu tamamlamış olduk:))
Akşama da eğlence..ya da eğlenememece...çünkü burdaki insanlarıneğlence anlayıcı rahatsız edici..ama önemli değil çok..şimdi sırada jeep safari, kanyoning ve çamur banyosu var :)) arkası yarın.......

7 Eylül 2009 Pazartesi

yarın 18.00e kadar işlerimi halledip gitmek istiyorum artık!!yetişirse herşey, daha bi umutlu olucam hayata karşı!
scuba diving
horse riding
yamaç paraşütü yapmak istiyorummmm!!
nooolurr yaa!! hayırlısı die die göğe yükselcem artık!....

1 Eylül 2009 Salı


*Bu ufaklığı taksimde buldum..iyimser düşünmek istiyorum.."adam olacak çocuk.."demek istiyorum..yaz olduğu için, okullar henüz açılmadığı için o saatte orada olduğunu farzetmek istiyorum..çok sevimli veled..

*fotoğraf makinemin şarj aleti kayıp!!elektronik eşyalarım nazara geldi!okutmak istiyorum!

*alış veriş mağazasındaki ödeme kuyruğunda babasının bacaklarının arasından arkayı görmeye çalışan minik kız:) o halini ve ayak boyunun nasıl babanın ayağının enine eşit olduğunu çekmek isterdim:)

*bi de konu dışı olacak ama her kullanıldığında beni irrite eden "360 derece dönmek" deyimi var,kullananlara seslenmek istiyorum;bi düşüncenin tersini iddia edip sonra o düşünceye geri dönenler (şayet tam olarak zıttını ifade edeceksek) 180 derece dönebilirler,360derece döndüklerinde başladıkları noktaya geri dönmüş olurlar ki bu da ifade etmek istediğimz şeyle tamamen alakasızdır:))

şimdilik bu kadar,en kısa zamanda fotoğraflarımla geri dönmek istiyorum:((

29 Ağustos 2009 Cumartesi

i can do this so on my own,i know that i'm not superman

- eğer kimin seni farkettiğini,kimin farketmediğini kafaya takmayı bırakırsan daha iyi davranırlar,daha güzel olur(!)


scrubs'a bağlandım yine..artık bizden biri gibi hissediyorum onları:)) hem çok gülüyorum,çok eğleniyorum, hem de düşünüyorum(!)


1.sınıfta bizim de vardı böyle bi fotoğrafımız,onu hatırladım..ne günlerdi:) okulun her köşesinde fotoğraf çekme hevesi!hiç özlemeyeceğimizi idrak edemiyormuşuz o zamanlar..gerçi yıkmışlar o binayı da..ben artık hancı oldum zaten..gelen giden insanlara yol gösteririm..böyle düşünmek can sıkıcı aslında ama gerçek..


bu arada bu da benim yeni favorim; donald faison! çokk sevimli yahuu!!

ya ben çok sıkıldığımı farkettim yine..boş şeylerle uğraşıyorum sanki..evet bu diziyi izlemekten çok zevk alıyorum ve bu adama da bayılıyorum ama bu kadar ballandırmanın ne anlamı var dimi:? .......sıkıldım yine kendimden........










26 Ağustos 2009 Çarşamba

bi gün işte:)

  • Bu gün 8 nolu harici* kıyafetlerimi giyip düştüm yollara.Elimi kolumu sallaya sallaya...

*8 nolu Harici:füme kareli kumaş pantolon, beyaz kokoş gömlek, gri rugan ayakkabılar + fönlü saçlar + hafif makyaj :)

  • Herkes benim gibi sallana sallana gelmemiş tabi.Meğer imajda bilgisayar çantamız eksikmiş:) bi de yaz sıcağına rağmen uzun kollu ceketimiz!ne cv'miz ne kompozisyonumuz..biz pek bilmeyiz bu sivillerin işlerini,kpss bilmeyiz,iş başvurusu bilmeyiz..böyle bi kültür oluşmamış yani..hocaların nabzına göre bi giriş yapılmalıymış mesela kompozisyonlara, siyasi görüşlerine göre "yalan"malıymış biraz..yani böyle öğütlediler bilenler..ben yapmadım tabi :)) içimiz neyse dışımız oooo!! uff çok maço oldu :))

Neyse, hayırlısı olsun diyoruz...

  • Bugün oruç ayrı bi zor geldi.iftardan 2saat önce artık can havliyle kendimi yatağa attım.Çalan telefonlara bakamadım,çünkü kolum bedenime ağır geliyordu:)) zorla kalkıp yemek yapımına yardım ettim ve iftar sonrası bendeki büyük farkı herkes farketti!espriler kahkahalar....tek ihtiyacım biraz endorfinmiş:) arkasından bi de türk kahvesi keyfi..Allah'ım şükürler olsun!nası bi nimettir şu kafein :))
  • iftar keyfimize keyif katanların reklemını yapayım biraz da; limonataaaaa cappyden mis gibi annem yapmış gibi limonataaaaaa:)) danette damla sakızlı puding sonra.. bi de bigi çorbasıı..mmmm nefis :P

kompozisyonumun sonuna yazamadım, kapanışı bu cümleyle yapmak istiyorum;halen kardiyoloji yoğun bakımda görev yapmaktayım,arz ederim:))) böyle mi bitmeliydi yaaa :)))

18 Ağustos 2009 Salı

time flies



daha önce hiç bu adama hayranlığımdan bahsetmemişim gördüm ki..fotoğraflarına bakarken benim için en anlamlı olanı seçtim ve koydum..Boğaç Dalkıran!..fotoğraf merakımı ateşleyen adam.aslında kendisi bir iç mimar, fakat fotoğrafçılık yapmayı seçmiş.zamanı uçurmuş, kedini uçurmuş.."photo manuplation"sanatını konuşturan bi adam..

time flies..but life is full of surprises. .bi kahve fincanının dibinde kurumuş telve kalıntılarına bakar gibiyim; 3 yolum var..sonu aydınlık olanı kendim bulucam..aslında düşündüm taşındım,fikir alış verişleri yaptım ama biran önce zaman geçsin de yollardan birini seçme vakti gelsin diye bekliyorum.biraz büyük hayaller kurdum!altın bileziğimi koluma takıp,yurt dışına bile açılabilirim:) gaza geldim galiba yine:)) büyük gün 26 ağustos! kendimi izole etmek istiyorummmm!çok güzel olucakk!

12 Ağustos 2009 Çarşamba

genel geçer şeyler bunlar..zor diil ki mutlu olmak..her işte bir hayır.. ;)

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Hani eski zaman masalları anlatır
Hüznümü huzura dolarsın
Kaşım gözümden çok içim bir parçan
Annem sen benim yanıma kalansın
Hani bir biblon vardı kırdığım
Üstüne ne kırgınlıklar yaşadın
Ama bil ki ben de parçalandım
Annem ben senin yanına kalanım..

insanlığımla gurur duyarım hep,ben onlar gibi değilim diye,duyarlıyım diye,anlayışlıyım diye..insanımdır en azından!yaratandan ötürü sevmek isterim yaratılmış her şeyi, herkesi..ama onlar insansa ben neyim?ben insansam ya onlar??
şimdi sadece sığınmak istiyorum..hiç birine karşı direnecek gücüm yok ve bu kez tek başımayım....

"Başına ne gelirse gelsin,karamsarlığa kapılma.Bütün kapılar kapansa bile sonunda 'O' sana kimsenin bilmediği bir patika açar.Sen şu anda göremesn de dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var.Şükret!istediğini elde edince şükretmek kolaydır.Sufi dileği gerçekleşmediğinde şükredebilendir!"

"esas kirlilik dışta değil içte,kisvede değil kalpte ölür.Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün yıkandı mı temizlenir,suyla arınır.Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir."

....devamı gelecek....

9 Ağustos 2009 Pazar

biraz da doğa olsun yeşilli mavili..




benim kuşlarım benim çiçeklerim,benim denizimmm!!!hepsi benimmm! :)















6 Ağustos 2009 Perşembe

son derece monoton bir hayatım var son günlerde..bi o kadar da sıkıcı..ama bu monotonluğa rağmen hızla değişiyor hayatım..çalışma koşullarım, çevremdeki insanlar,arkadaşlarım..yoğun bi tempoyla çalışsam da kafamı dinlemek,düşüncelerimi toparlamak için uzuuunca bi boşluğum var..herkes gitti zaten..ezgimle birbirimize kaldık..bazen çalışmak daha iyi geliyor insana.dolup dolup taşıyorum..öyle sanıldığı gibi mutluluk bir kuşun kanadında değil, ama insan bazen çok sıktığından mıdır bilmem,avcunun içinde olduğunu hissedemeyebiliyor.biraz renk istiyor..pembe kelebeklerini yeşil yapıyor mesela, elinden şimdilik o geliyor :) umudunu sevincini bir uçan balona bağlayıp salıvermek istiyor..bazen de fal için kapadığı kahve fincanından dökülüp akan sıkıntılarına gözyaşlarını karıştırıvermek istiyor......öyküde bahsi geçe kişinin sanırım med-cezirleri var kalbinde?!?belki de bi tatile ihtiyacı var??belki de gerçekten çok çalışmaktan kısa devre yaptı? :))

25 Temmuz 2009 Cumartesi

SEZEN AKSU - VAZGEÇTİM

SEZEN AKSU - VAZGEÇTİM

ölmeden önce canlı canlı harbiye açık havada sezen dinlemek..

ve o an orda bulunan herkesle aynı anda aynı şarkıyı söylerken aslında kimsenin manen orda olmadığını bilmek..

sevdiklerinle çok uzun yıllar önce gittiğin küçük tatil kasabasının unutulan deniz kokusunu burnunda hissettiren bir ses!"hastalıklı bir terapi" gibi..ve eline telefonu alıp numaraları çevirivermek isteği..sonra özgürlüğün tanımını öğretirken "başka birinin özgürlüğünü kısıtlamadan" ayrıntısını beynime kazıyan ilkokul öğretmenim....

güzel bi geceydi..bekelntilerin altında bi konserdi ama yine de aldı götürdü beni yersiz mekansız zamansız anılara..

18 Temmuz 2009 Cumartesi

ben beklerim..
hep bekleyecek bir şeyler blurum zaten..yoksa bi amacım kalmaz hayattan..umudum kalmaz..

ben gülerim..
kızsam da ,ağlasam da..söyleyecek bir şey bulamasam da..gülerim hep..çünkü ne kadar üzüldüğümü söyleyemem çoğu kez..ne kadar kızdığımı da..anlamazlar..

ben yazarım..
virgülü de severim noktayı da..ama "iki nokta"yı severim en çok..hem benimdir,hem açıktır ucu her zaman cümlemin..bitirmeyi sevmem..başlamayı da..küçük harf severim,hiç bitmemiş dolayısıyla hiç başlamamış gibi olsun..dikkat çekmesin..

ben konuşurum..
severim boş konuşmayı,bitirmeden,"falanlı filan"lı..anlamalarını beklerim..gülerim, yanlış anlaşılmasın..olmaz, yazarım..anlasalar da anlamasalar da..anlamazlar, ben yine konuşurum, gülerim, yazarım, konuşurum, gülerim, yazarım, konuşurum.........

10 Temmuz 2009 Cuma

-bitti-

bitti telaşem,koşuşturmam,her şeyi bir yıla sığdırma çabam...artık bi ömür burdayım :) ben hayırlısı diye dua ettim her zamanki kaderci yaklaşımımla.beni sevenler buna "temiz kalplilik" dediler.."bu kadar da temiz kalpli olunmaz ki kızım ya bak yine istediğin oldu!"
içinde bi şeyler kalmış olanlar-ki ben burada fesatlık kelimesini kullanmak istemiyorum,zira kötülüğümü istediklerini düşünmüyorum,neden söylendi bu cümleler bilinmezzz..- burun kıvırdı biraz, "belki de istanbul çekmemişsindir?belki de istanbul die bela çekmişsindir?" "umarım burda mutlu olursun,hayal kırıklığına uğramazsın"........
vardır bi hayrı elbet..mutluyum şimdilik..yine yeni hayaller planlar..dağıldık biraz yoldaşlarımla..ama kalplerimiz bir..daha güllüşahımın çocuklarını sevmeye gideceğiz,dennisimin yanına kayağa..sebdoşumla da "ev"leniris belki :p
ama istanbul okunduktan sonra sahnede dans edemedim,içimde kaldı.. :)

bu arada ankarayı hiiiiiççççççç özlememişim,sadece bi kaç dost işte;oğluşum,ilker abi,mehmet abi ve bizim kızlardan bi kaçı..gördüğüme çok sevindiğim..

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Cem Karaca - Bence artık sen de herkes gibisin

Cem Karaca - Bence artık sen de herkes gibisin

30 Haziran 2009 Salı

Allah'ım sana şükürler olsun,Allah'ım sana şükürler olsun,Allah'ım sana şükürler olsun,Allah'ım sana şükürler olsun,Allah'ım sana şükürler olsun,Allah'ım sana şükürler olsun......her şey için biraraya getirdiin bütün güzellikler için ve bana bütün bunları yaşama fırsatı verdiğin için!!!bu şehir bana herşeyi unutturuyo!balıkları seviyorum denizi seviyorum kedileri seviyorum köpekleri seviyorumm.... :)
koku alan balıklara, denize ve denize giren kazlara;) sudan çıkmış köpeklere, uyuz olmuş kedilere ve hepsini içinde barındıran şehrime, istanbuluma... :))

just like a star across my sky
just like an angel of the page
you have appeared to my life
feel like i’ll never be the same
just like a song in my heart
just like oil on my hands
only to love you
still i wonder why it is
i don’t argue like this
with anyone but you
you do it all the time
blowing out my mind
you’ve got this look i can’t describe
you make me feel i’m alive
when everything else is a fake
without a doubt you’re by my side
heaven has been way too long
can’t find the words to write this song
oh love
i have come to understand the way it is
its not a secret anymore
cause we’ve been through that before
from tonight i know that you’re the only one
i’ve been confused and in the dark
now i understand

25 Haziran 2009 Perşembe

yeni yuvamdayım..odayı fareler işgal edince çekilmek zorunda kaldık,kazandılar!e cüsseye bakmio bu işler!aslında bi süre ona bile hoşgörülü davranmaya çalıştım :S

-ya ne var bunda,aslında hep insandan kaçmasalar,kedi gibi oratlıkta gezen hayvanlar olsalar bence gayet sevimliler?!.....dedim ama..zaten hep farkındayım hoşgörünün fazlası her zaman için bünyeye zarar!!

kura stresi çöktü üstüme!çok ağırmış!!tek stresör kura olmayınca daha da çöküyor omuzlarım..ama olsun..çok tatlı arkadaşlarım var benim!suya okuyup kuraya kadar içiren..sen istanbul çekeceksin, bırakmayız,diyen iş arkadaşlarım var!her fırsatta benim çömlüğümle dalga geçseler de "Allah gönlündeki yeri versin" derkenki içtenliklerini hissettiğim insanlar var :) hayırlısı neyse o olsun zaten..nerde mutlu olacaksam orada olayım..

madem bu kadar negatifi yüklendik,ayaklarımızı bi kuma gömelim dedik,deniz güneş, bi uzanalım,atalım hepsini dedik, şileye doğru yola çıktık.(offf daha gidilcek ne çok yer var,ama biz daha bitiremedik ki istanbulu:(( )balık istifi bir otobüs seyehati 2 saate yakın!amcalar teyzeler ezilen çocuklar:) gazetelerimizi serdik oturduk otobüsün ortasına:)) yol uzadıkça sinir katsayıları arttı;
-Almanya'da böle bi şi yoq haa diyen teyze,
-tepesindeki yuvarlak boşluğun ne işe yaradığını bilmeyip muavini fırçalayan amca "muavin nerde muaviiiiinnnnn havalandırmayı aaaçççç!!"
"tepende ya açsana!!" :))
-şoföre sinirlenip "İn Aslı!!sen de al çantanı! bu ne yaa hayvan muamelesi yapiolar!" dien amcanın yüzünde, inmeden bi kaç saniye önce beliren pişmanlık ifadesi!! :)) kemal sunal filmlerini aratmicak bi komediydi:))

çok şükür kazasız belasız atlattık yolu,kahvaltımızı yaptık ve denize attık kendimizi..çok güzeldi herşey..arkadaşlarımla birlikte belki son gesmelerimisdi..ama bazen en sevdiğin şeyler bile silemiyor yorgunluğunu,kuma karışıp denize akamıyor sıkıntıların.."melek abla"nın hamağına uzanırken de,melekimin seyir defterine yazarken de günü,aklımda bi tek kura yoktu..ama belki de sorundan çok çözüm olacaktır kura......hayırlısı...

19 Haziran 2009 Cuma

Beirut - The Gulag Orkestar

mp3ümü şarja taktım..

şarkılarıma göz attım..ses olsun..bu şarkıyı açtım rastgele..sonra başa sardım yine..

giderlerken üzülmüştüm..

şimdi benim gitme vaktim yaklaştı..beni de özlerler mi? bi şarkı bi ses duyduklarında durup düşünürler mi; ne güzel zamanlardı...içimde hep ayrı kalp-damarın yeri..bu gidişler hep bu modlarımın sebebi!çok sıkıcı oluyorum böyle zamanlarda..

burkuldu içim..

ışıkları södürüp dans etmek istedim arafvari.....

15 Haziran 2009 Pazartesi

o kadın..

aslında aklında kalan her şeyi yok etmek için yine aklına başvurursun,çünkü akıl yalanlama inkar gibi sebepler üretir, aklın ermediği erişemediği bi tek duygularınla ilgili kısmıdır  ona ne senin gücün yeter, ne de aklın gücü.. soru sormaz cevap vermez açıklama beklemez açıklama yapmaz sadece kendi bilir kendi karar verir hem kendi adına hem herkes adına.. kimse anlamaz olanı biteni, o sadece kendi uygulamaya geçer, aslında herkesin yaptığı gibi...

5 Haziran 2009 Cuma

rescue me..



Haftayı 7 gün yılı 4 mevsim sandığım zamanlar
Başımda kavak yelleri
mutluluk diye düştüğüm yollar
Bana öğretilen
iyilik için kitaplar , masallar ,
Filmler

Gönlümeden kopan kara kara parçalar 
Karadan çok uzakta ada oldular
Yitirdiğim düşler kuş olup uçtular
Saçlarımda aklar için

Bir Dost az İkisi çokmuş ortası yokmuş
Aşk sonunu severmiş 
Çaresi yokmuş 
Acısı çokmuş
Gönlümeden koptu anlatıyorum sana
Hayat masal gibi bir varmış bir yokmuş

30 Mayıs 2009 Cumartesi

yoruldumm!ama dilimde şükürler..boş bir güne uyandığımı sanıyordum sabah.belki kuaföre giderdim..yalnız kaldığımda öyle yaparım çünkü ben genelde..ii ki bugüne randevu alamamışım!hiç bi cilt bakımı, masaj, fenerbahçede yapılan bir brunch kadar dinlendirici,zevkli olamazdı!belvü jardin diye bir restaurant..denizle aramızdaki teller dışında herşey mükemmeldi!fotoğraf makinem yanımda olmalıydı!bu şehrin her semti ayrı bir dünya gibi..cennet gibi..nasıl bırakılıp gidilir bu denizim, yelkenlilerim, martılarım.....?

sonra karşıya geçtik; sultan ahmet camii ilk durağımızdı.arkadaşlarımın içeride olduğu bir ara merdivende oturmuş onları beklerken ben yine kendi abuk iç dünyama döndüm.turistlerin konuşamlarına takıldım.italyanca konuşuyorlardı sanırım..sonra ben ordan,o andan, big bang'e doğru ani ve kısa bir yolculuğa uçmuşum:) ilk insanlığa ve ilk konuşmaya doğru...ilk kelime neydi acaba?nedense taş olabileceğini düşündüm:)) bununla ilgili teorimi burda anlatmayı düşünmüyorum tabii ki,ama kendi kendime çok eğlendim:)) şimdi düşününce,tabii ki bu bizim milletimizin ilk kullandığı kelime olabilir ancak:)) ama biraz araştırınca zaten herkes kendi dilince düşünmüş ilk başta..mesela bir teoriye göre yansımalardan ortaya çıkmış olabilirmiş diller.."splash" gibi mesela..bir başka inanışa göre Allah (ya da bu görüşü ortaya atanların inadığı şey) tarafından verilmiş bir yetenekmiş konuşmak,bebekler 2 yaşına kadar hiç bir dilde konuşan birini duymazlarsa ibranice konuşmaya başliorlarmış?!?!deli saçması:))

ordan gülhane parkına geçtik..yine güzel şehrimin sınırsız manzarasına karşı oturduk..sonrası eve dönüş...

bu arada koku hafızam bu aralar beni çok şaşırtıyor!her kokuyu bi anımla bağdaştırıyorum, başka bi mekana, eski bi ana geçiş yapıyorum anında.hayal gücüm pick yaptı bu aralar,resmen tekrar yaşıyorum,geriye dönüyorum!siz taşların kokusunu biliyo musunuz?ben biliyorum..ve çocuk oluyorum yeniden... :)

27 Mayıs 2009 Çarşamba

içimde bi sıkıntı var dünden beri..sabah da o sıkıntıyla kalktım...hayırdır inşallah...

bugün piyadeler kura çekior..bana ne oluyosa ben bile heyecanlanıyorum!herkes için hayırlı yerler olsun inşallah..

bu monotonluk çok canımı sıkmaya başladı..adrenalin istiyorummmm!!yaz geldi, hadi artık biras kıpırtı yahuu!!

bi yandan canım sıkkın,bi yandan ben de göksel gibi ALLAAAAHH naraları atmak istiyorum:) içimdeki huzursuzluğun sebebini bulamadım...

Goksel - yabani otlar

25 Mayıs 2009 Pazartesi

SORUNU ÇÖZDÜM GALİBA?!Mutsuz olucak bi şi yok ki hayatımda..anladım!tek sorun benim çok hayal kurmam!ya kurduğum sırada birileri bozuyo hayallerimi,ya da kurdukça beklentilerim çoğalıo,ulaşılmaz hale gelio....bi de samimi bi kaç dost istiyorum..sheripemi ösledim..kalbim göğüs kafesimde dans etti bugün resmen:)) beni bi o anlar..bi o sakinleştirirdi:))

"hayatta futboldan daha önemli şeyler de vardır"

"elma almaya niyetim olsa pazara çıkarım di mi?!":))

sonra emre gelsin, murat gelsin, hadi çıkalım diim çıkıp eğlenelim...tavlamızı oynayalım,nargilemizi içelim,bi tek bizim güldüğümüz aptal esprileri çevirelim....ben; "EMREDİYORUM!!" diim, murat; "emre,sana diomuş" desin,gülelim:)) bugün ilk defa liseye geri dönmek istedim...o bile özleniomuş..

öyleyse doğ güneş doğ güneş
ve de hiç batma
ışığından kimseyi hiç kimseyi mahrum bırakma!!

20 Mayıs 2009 Çarşamba

MECBUREN ;
insan ölmeden önce bütün sesleri duymalı..bütün güzellikleri görmeli..bütün çiçeklerden koklamalı ulaşabildiğince..bazen bu zoraki yapılan faaliyetlerin aslında kıymetli şeyler olduğunu düşünüyorum.mesela zoraki baloya gitmeseydim,fenerbahçe yelken kulübünün muhteşem manzarasında dans etmenin keyfini belki de bi daha hiç yaşayamayacaktım!üniversite hayatım boyunca mecburen götürülmemiş olsaydım hiç merak etmeyecektim cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrasını,hiç dinlemeyecektim..bugün kuleli askeri lisesine tsk armoni mızıka bandosu konserine MECBUREN gitmeseydim nasıl harika çaldıklarını hiç bilmeyecektim!?..ve bu tarz müziğin-ki klasik başladılar,sonra şiir, türkü, tekrar klasik olarak devam etti- hoşuma gidebileceğini bilmeyecektim belki de hiç..

İNATÇI ;

  • bu kuru öksürük!!boğuluyorum akşamları!CAnikom ilaçların işe yaramior!öksürük şurubumu fondip yapmak istiyorum!!minnacık kaşık benim hangi metrekareme yetsin?!? :))
  • yatağımda gezinip duran küçük yaratıklar!! "bak karınca kardeş,camın kenarına,yere sana özel yemler koydum!!neden hala inatla benim yatağımın üzerinde geziniyorsun yahuu?!?ye de geber!beni böcek katili etme-ki ben sizi severim aslında!hem ben var ya hep sizin filmlerinizi (animasyon) izliorum :)) ama sadece yatağımda gezmeyin yaa!

16 Nisan 2009 Perşembe

"yüreğinin götürdüğü yere git" : koroner yoğun bakım:))

sabahları kahvaltı alışkanlığı edindim..bol su içiyorum..

hem su cildi güzelleştirir..gazete poğaça ikilime bi de su katıldı iki küçük şişe..

kapı seslerine kulak kesildim..ben de anlamadım neler oluyor..

bu kaçıncı sınav ve bu sınavdan geçersem hayat bana neler kazandıracak-ki bu benim çok kolay geçebileceim bi sınav aslında ama önemli olan şu;ben geçmek istiyor muyum?

çıkışta annemle akşam oturmasına gitmek üzere otobüse bindik..mp3 playerım sezen aksu'da kalmış en son; biliyorsun..tesadüf mü,kasıt mı aramalıyım?...ben de anlamadım...o da anlamadı..kimse anlamadı ki zaten..

istanbul....bütün şarkıların anlam bulduğu şehir....

"düşlerle gerçekler ayrı ayrı yaşar..."

30 Mart 2009 Pazartesi

"kaos da bir düzendir" ?!?!

neresinden başlicam bilemiyorum..kafam yine bi dünya!herşeyi sallamıştım cumartesi günü..ortaköyde denize bir adım mesafede süper bi kahvaltıdan sonra, sarıyere kadar uzanan bir ilkbahar yürüyüşüyle figoma dökmüştüm içimdeki herşeyi..olmicaktı böyle..herşeye farklı bakacaktım,farklı şeyler yapacaktım..mesela değişiklik olsun die-bi yerde öyle, diğer taraftan başka nedenleri de var tabi..-maç izlemeye gidecektim o gece..nöbetim de olsa,saatlerce yürümenin verdiği yorgunluk da olsa gidecektim..ve şimdi farkediyorum ki herşey arkadaşımın uyuyakalması ve benim maça gidememem sonucunda oldu!!!peki hayırlı olan hangisi o zmn??...işte yine bi ton soru işaretim oldu......önce ben sabahtan beri aldığım kararları hiçe sayıp telefona attım elimi..değişen bi şey oldu mu,hayır..ama ben çiğnedim o kararımı...arkasından maçı kaybettiğimiz haberini aldım..sonrasında kötü ruh olduğum kaosuna kadar gitti bu muhabbet.."kötü ruhsun sen!uyu hadi!nöbetine de sıkı sıkı sarıl!seneye burda olmadığın zaman çok üzüleceksin.." ben mi kötüyüm?!?!?!

sonra nöbet günüme uyandım.."küçük kız" olarak bütün sorumluluğu aldım!ortada sevimli bi şey,yanakarı sıkılasıca!ama nası bi sevimlilikse tek bi cümleyle kaybedilesice!!kötü ruh diilim ki kötü bi niyetim yok, sadece ben de..mutlu olmak istiyorum artık,sakin bi kafa ve monoton bi hayat..evimde ayaklarımı uzatıp televizyonumu seyrettiğim günler..çoookk mu uzak..........
bi de bu gerçek bilio musun? ben onu gördüm:)))

28 Mart 2009 Cumartesi

gittin..
hayaller yandı..
kül yok....duman yok....hiç bi şey yok......

yapıştırıp yapıştırıp tekrer kırdırıyorum kalbimi..artık iflah olmaz..son bir umutla yapıştırdım..sen sadece üfleyecektin ki çabuk kurusun yaralarım..
ama usul usul..acıtmadan daha fazla..yeterince acımıştı zaten yokluğunda..sadece sevecektin.. karşılıksız..öfkeyle haykırıp duran yüreğimi sakinleştirecektin birazcık..sıcaklığını hissedecektim.."ne olursa olsun..." diyecektim,"ne olursa olsun işte bu o.."

ama yoksun..nefesim yastığa vuruyor,diğer yarısı da benim..atmıyor kalbim..kırık..artık yapışmaz....

19 Mart 2009 Perşembe

genele göre boş bir gün,boş bir mesai saati..gazetemi kalemimi aldım,su doku çözmeye çalışıyorum..ama cidden çalışıyorum!zor olanı seçtim çünkü!

Bir, var..

iki, olmaz..

üç,var..

dörde bakıyorum, "hmm..uygundur.."

beş var,altıyı yerleştiremiyorum bi türlü..

yediyi yazdım, sekiz olmuyor, dokuz var,on.....onbir.......????




......su doku alt tarafı!dokuzar küçük karenin oluşturduğu dokuz tane büyük kare!hepsinin birbirinden bağımsız olduğunun farkındayım!sadece dokuz rakam kullanmam gerektiğini de biliyorum..

beyin hücrelerim sana kilitleniyor..sayılar uçuşuveriyor..onu,onbiri yerleştirmeye çalışıyorum karelere..aslında bu benim su dokum!imkansız değil,istediğim sayıyı yerleştirebilirim istediğim kareme.."82"yi yerleştirebilirim mesela en büyük karemin tam merkezindeki küçük kareme..bulmacamın bir sonuca varamayacağını bile bile koyabilirim..imkansız değil..ama mantıksız olacağını bile bile..

boşluklar dolmuş olur..elimde karman çorman bir bulmaca..çözülememiş ama denenmiş.....

15 Mart 2009 Pazar

bu yıl, hayatımın "en güzel , en anlamlı günü" sıfatını kazanmış gün olan 24 şubat 2009,yani doğum günüm,yeni bir sıfat alma şerefine daha nail oldu!"hayatımın en uzun doğum günü!" :)) ve sanırım hala devam edio çünkü hala hediye bekliyorum :) bu aralar hiç yazasım yok..ama dier taraftan bi iz de kalsın istiyorum..o zaman izimi bırakıp çıkiorum!"sen imkansızsın,sensizlik imkansız....."

ps: sözüm meclisin yanından geçmez!

5 Mart 2009 Perşembe



ömrümün en uzun
ömrümün en kısa
ömrümün en çocuk
ömrümün en ihtiyar yolu....











14 Şubat 2009 Cumartesi

koşalım mıı?? :))

ama ben mecazi anlamda söylemiştim:)) gerçekten eşofmanları çekip koşmiicaktım kii:)) aslında kötü bi fikir değil ... de havanın daha iyi olduğu bi gün koşsak:)) hem yüzebiliriz de o zmn..ya da boğazı uzuuuuuun atlayarak geçebiliriz??ya da boşwer en temizi uçmak!hadi uçalımmm:))))

12 Şubat 2009 Perşembe


pimi çektim!!koşuyorum!!4saat 11 dakika 47 saniyem kaldı!

11 Şubat 2009 Çarşamba

ben kibritçi kız sabaha kadar üşüyorum,son kibritimi de yakıp sevdana veda ediyorum..

yeni sahifeler açiorum hayatıma!ama beyaz deil!rengarengo!mor, kırmızı, sarı, yeşil, mavi, turuncu, ebruli, çiçekli böcekli kelebekli filan... :)
sanki bi adım atcakmışım da hayatım değişecekmiş gibi hissediorum,güzel şeyler olucakmış gibi..ama ben iki adım atıyorum..hani biraz daha genç olsam, koşucam ama yok artık o kadar takatim..kapatıyorum bu gece bütün eski defterleri,bi daha açmamak üzere..tozlu raflara..soora benim hafızam zayıf zaten,tozlarıyla birlikte uçuşup giderler!gitsinler de zaten!benim yeni hayallerim var ;)

8 Şubat 2009 Pazar

bugün kendim için ne yaptım?

yapabileceğimin en iyisini!

okunmuş şekerimi de yedim:)

Allah dualarımızı kabul etsin!..

3 Şubat 2009 Salı

bugün 3şubat..

çıkmaz bi yola girdiğimi hissediyorum yine..rüyamda kıyametin koptuğunu gördüm..acı çekerek ölmedim,göğe yükseldim ama o kadar da masum olmadıım için farklı bi odaya alındım....aslında ona razı olmam lazım ama çok ağladım rüamda..bi şans daha diledim...kimseye bi kötülüğüm dokunmamıştı ki benim kendime yapmıştım bütün kötülüğümü..kimseyi üzmemiştim,üzdüysem de gönüllerini almıştım,almaya çalışmıştım..peki benim üzüldüklerim?bi ahvuzun başında cezamı ödemeyi bekliodum..uyandım..nasıl ödicektm bilemedim...hayırdır inşallah...

27 Ocak 2009 Salı

mutluyum mutlusunuz mutlular............. :)

1.yeni bi dizi başlamış..ya da ben daha yeni yakaladım;melekler korusun.
"ben senin hayallerinle yaşayamam ki anne!"
"ben kan görmeye bile dayanamam nasıl hemşire olabilirim?" :))
...ve kız konservatuarı kazanıp konservatuara kayıt yaptırır!

sonuç:anne babalarınızın sözünü dinlemeyin ey gençlik,evden kaçın!belki çantanız çalınır,belki evsiz kalırsınız ama mutlu olursunuz!?!?

ama işin aslı şudur; gerçek hayatta olsa o kız hemşirelik yüksek okuluna giderdi!.....nerden mi biliyorum?!?!?!.................

2."keşke duygularımızı görebilseydik" tadella reklamı! " bazen en sert görünenimizde bile kocaman bi kalp saklıdır"

3.ve son..gördüğüm en güzel gözler,duyduğum en tatlı sözler :))

bugün tv başında geçen vakitlerimde yüzümdeki gülümsemenin hacmini artıran bi kaç faktör :)

en son gece 04.30 sularında kan almak üzere uyandırdıım teyzemin "ayyy evde sandım kendimi" diye sıçraması üzerine söylediğim şu sözlerden sonra; "hmmm!!ne güzel!demek rahat uyudunuz?!" ......gidip kafamı buz gibi musluğun altına soktum!! içimdeki polyannayı zaptedemediimi farkettim!ama şükürler olsun ki o zmndan beridir de gerçekten mutluyum!şimdilik yine bi yerlere gömdüm onu,mümkünse hiç çıkmasın!o zmn kendimden nefret ediyorum!üzüntülerimi de yaşamak istiyorum yahu ağlaya zırlaya!rahat bırak beni aptal poly!!

Allah nazarlardan saklasın,ona ihtiyacım yok!mutluyum,mutlusun,mutlular:)))

16 Ocak 2009 Cuma

AÇIKLAMALAR

Geride kalan izler var bu sayfada
Ne kadar silse de
Ne yazsa da çizse de
İzi kaldı ya
O yazılanın

Yürek beyaz bir sayfa desem şimdi ben
Senden sonra gelen
Sen olan olmayan
Kısaca sen gittin diye
Sana benzeyen herkes
Biraz daha nakşetmeyecek mi seni
Yani bir ilkokul öğrencisi
Silgisi de iyi kalemi kadar
Başarır mı beyaz bir sayfa yaratmayı
Dopdolu rengarenk yazılmış bir sayfadan

Şimdi sen mi söylersin çareyi
Yoksa yırtmalı mı o sayfayı
Şimdi sen mi?
Gelmeli
Sayfanı yeniden doldurmaya…

İmza
Senden ölen, çok özleyen,
Yani olan ve biten!
Aşkın “den” halinden
Sevgiler…

SELİM ÖNDÜNÇ

aşktan bir put yaparsın

dikersin yüreğinin ortasına

adarsın varlığını

beklemek ibadetin

özlemek ilmihalin

çiçekler ve sunaklar

çarpıntılar ve randevular

kesişen ve ayrılan yollar

gecikmeler ve vakitsiz tesadüfler

rüyalar ve gündüz düşleri

bir hayali bedenle sevişmeler

fantom ağrıları ve tendeki diş izleri

güleç bir kız doğurur ellerin

uyanır açarsın gözlerini yapayalnız bir odada

tek hakikat üşümektir

bu kaçıncı kıyametin?

bu kaçıncı felaketin?


karpuzdan külâh yaparsın

geçirirsin kafana

sulu sepken bir yazda

hem aklından korur seni

hem güneşi savuşturur

harp çıkar Haziranda

sinirler seferberlik

deliler ordusunda bir kıdemli albaysın

bir koğuşta kuşatılır alayın

yetmiş doz akineton, üç öğün elektro

yenilirsin, yeneni olmayan bu harpte

silahlar susar

sinirler mütareke

dönersin salıncaktan evine

parlar göğsünde yıldız yıldız

gazoz kapağından madalyaların


nardan bir umut yaparsın

koyarsın zahire sandığına

kış gelir, zemheride

getirirsin sofraya

ikiye bölersin önce

sonra her parçayı bir daha

epey bir gider böyle

tek taneye varana

o tanenin içinde

yeniden halk’olur dünya


kardan bir adam yaparsın

bir avuçluk bahçende

burnuna bir havuç

gözlerine birer parça kömür

tek üşüyen yeri boynudur (öpmeyi unuttuğun için)

bir kaşkol atarsın ona da

koltuğuna bir süpürge verirsin

alışsın ev işine kerata

hem çöpçü olur hiç bi şey olamazsa

ağız çizgisini yukarı kıvırırsın

güler kendi haline

güneşten kıskanır seni

yine de güneşe aşık kar gibi sever

ama bilir kardan yaratılmış bir âdemin

ve fakir bir âşığın sonu

kahrından erimektir

toprağa karışır usulca

burnu böceklere yem olur

süpürgesini bir çöpçü alır

tebessümünü gece bekçileri


sana o kömür gözleri kalır

CELAL ÇELİK

9 Ocak 2009 Cuma

gitmek zamanı..

gidiyorum..kimse benim kadar üzülmüyor bu duruma..üzülmesin de zaten!hepsini çok seviyorum!kalbim kırılıyor,canım sıkılıyor -ki zaten ufacık darbelerde bile saatlerce kanıyor yaralarım bu ara- onlarla olmak herşeyi unutturuyor kısa süreliğine de olsa..bazen anlatıyorum içimi,maviliklerim kızıla dönüyor,güçleniyorum..(*) bazen kahkahalarına karışıp umursamaz bir ben buluyorum karşımda.en huzurlu bayramlarımdan birini burda nöbette geçirdim ben!en mutlu yılbaşı gecem diildi tabii ki ama en güzel 31 aralık günümdü!hayatımın 6 ayı sadece..birsürü yeni insan..çalışma hayatıma ilk adımım..

şimdi ben gidicem,1ay sonra kimse beni özlemicek belki bi kaç kişi dışında..ama burası hep benim ilk göz ağrım kalacak..çok özlicem -tamam bu kez poly olmicam- bi çoğunuzu çok özliicem,çoğunuzu görebilmek için hep cerrahi binasının önünden geçicem,bi kaçınızı hep ziyaret etmek isticem,edicem de..hep aklımda olcaksınız!..

(*) mavi umutsuzluğun ve mutsuzluğun rengiymiş,kaybeden insanların rengi..bu yüzden insanlar mutsuz olduklarında ya denize ya da gökyüzüne bakarlarmış..oysa mavi en sevdiğim renktir benim..kırmızı ise güçlü insanların rengiymiş!bu yüzden marlboronun paketi kırmızı,lightı maviymiş :))

daha çok şey vardı benim senden öğreneceğim..

ama gitme vakti gelmişti zaten, çok üzülsem de bu gitmek zamanıydı..tam zamanı..