1.yeni bi dizi başlamış..ya da ben daha yeni yakaladım;melekler korusun.
"ben senin hayallerinle yaşayamam ki anne!"
"ben kan görmeye bile dayanamam nasıl hemşire olabilirim?" :))
...ve kız konservatuarı kazanıp konservatuara kayıt yaptırır!
sonuç:anne babalarınızın sözünü dinlemeyin ey gençlik,evden kaçın!belki çantanız çalınır,belki evsiz kalırsınız ama mutlu olursunuz!?!?
ama işin aslı şudur; gerçek hayatta olsa o kız hemşirelik yüksek okuluna giderdi!.....nerden mi biliyorum?!?!?!.................
2."keşke duygularımızı görebilseydik" tadella reklamı! " bazen en sert görünenimizde bile kocaman bi kalp saklıdır"
3.ve son..gördüğüm en güzel gözler,duyduğum en tatlı sözler :))
bugün tv başında geçen vakitlerimde yüzümdeki gülümsemenin hacmini artıran bi kaç faktör :)
en son gece 04.30 sularında kan almak üzere uyandırdıım teyzemin "ayyy evde sandım kendimi" diye sıçraması üzerine söylediğim şu sözlerden sonra; "hmmm!!ne güzel!demek rahat uyudunuz?!" ......gidip kafamı buz gibi musluğun altına soktum!! içimdeki polyannayı zaptedemediimi farkettim!ama şükürler olsun ki o zmndan beridir de gerçekten mutluyum!şimdilik yine bi yerlere gömdüm onu,mümkünse hiç çıkmasın!o zmn kendimden nefret ediyorum!üzüntülerimi de yaşamak istiyorum yahu ağlaya zırlaya!rahat bırak beni aptal poly!!
Allah nazarlardan saklasın,ona ihtiyacım yok!mutluyum,mutlusun,mutlular:)))
27 Ocak 2009 Salı
mutluyum mutlusunuz mutlular............. :)
16 Ocak 2009 Cuma
AÇIKLAMALAR
Geride kalan izler var bu sayfada
Ne kadar silse de
Ne yazsa da çizse de
İzi kaldı ya
O yazılanın
Yürek beyaz bir sayfa desem şimdi ben
Senden sonra gelen
Sen olan olmayan
Kısaca sen gittin diye
Sana benzeyen herkes
Biraz daha nakşetmeyecek mi seni
Yani bir ilkokul öğrencisi
Silgisi de iyi kalemi kadar
Başarır mı beyaz bir sayfa yaratmayı
Dopdolu rengarenk yazılmış bir sayfadan
Şimdi sen mi söylersin çareyi
Yoksa yırtmalı mı o sayfayı
Şimdi sen mi?
Gelmeli
Sayfanı yeniden doldurmaya…
İmza
Senden ölen, çok özleyen,
Yani olan ve biten!
Aşkın “den” halinden
Sevgiler…
SELİM ÖNDÜNÇ
aşktan bir put yaparsın
dikersin yüreğinin ortasına
adarsın varlığını
beklemek ibadetin
özlemek ilmihalin
çiçekler ve sunaklar
çarpıntılar ve randevular
kesişen ve ayrılan yollar
gecikmeler ve vakitsiz tesadüfler
rüyalar ve gündüz düşleri
bir hayali bedenle sevişmeler
fantom ağrıları ve tendeki diş izleri
güleç bir kız doğurur ellerin
uyanır açarsın gözlerini yapayalnız bir odada
tek hakikat üşümektir
bu kaçıncı kıyametin?
bu kaçıncı felaketin?
karpuzdan külâh yaparsın
geçirirsin kafana
sulu sepken bir yazda
hem aklından korur seni
hem güneşi savuşturur
harp çıkar Haziranda
sinirler seferberlik
deliler ordusunda bir kıdemli albaysın
bir koğuşta kuşatılır alayın
yetmiş doz akineton, üç öğün elektro
yenilirsin, yeneni olmayan bu harpte
silahlar susar
sinirler mütareke
dönersin salıncaktan evine
parlar göğsünde yıldız yıldız
gazoz kapağından madalyaların
nardan bir umut yaparsın
koyarsın zahire sandığına
kış gelir, zemheride
getirirsin sofraya
ikiye bölersin önce
sonra her parçayı bir daha
epey bir gider böyle
tek taneye varana
o tanenin içinde
yeniden halk’olur dünya
kardan bir adam yaparsın
bir avuçluk bahçende
burnuna bir havuç
gözlerine birer parça kömür
tek üşüyen yeri boynudur (öpmeyi unuttuğun için)
bir kaşkol atarsın ona da
koltuğuna bir süpürge verirsin
alışsın ev işine kerata
hem çöpçü olur hiç bi şey olamazsa
ağız çizgisini yukarı kıvırırsın
güler kendi haline
güneşten kıskanır seni
yine de güneşe aşık kar gibi sever
ama bilir kardan yaratılmış bir âdemin
ve fakir bir âşığın sonu
kahrından erimektir
toprağa karışır usulca
burnu böceklere yem olur
süpürgesini bir çöpçü alır
tebessümünü gece bekçileri
sana o kömür gözleri kalır
CELAL ÇELİK
9 Ocak 2009 Cuma
gitmek zamanı..
gidiyorum..kimse benim kadar üzülmüyor bu duruma..üzülmesin de zaten!hepsini çok seviyorum!kalbim kırılıyor,canım sıkılıyor -ki zaten ufacık darbelerde bile saatlerce kanıyor yaralarım bu ara- onlarla olmak herşeyi unutturuyor kısa süreliğine de olsa..bazen anlatıyorum içimi,maviliklerim kızıla dönüyor,güçleniyorum..(*) bazen kahkahalarına karışıp umursamaz bir ben buluyorum karşımda.en huzurlu bayramlarımdan birini burda nöbette geçirdim ben!en mutlu yılbaşı gecem diildi tabii ki ama en güzel 31 aralık günümdü!hayatımın 6 ayı sadece..birsürü yeni insan..çalışma hayatıma ilk adımım..
şimdi ben gidicem,1ay sonra kimse beni özlemicek belki bi kaç kişi dışında..ama burası hep benim ilk göz ağrım kalacak..çok özlicem -tamam bu kez poly olmicam- bi çoğunuzu çok özliicem,çoğunuzu görebilmek için hep cerrahi binasının önünden geçicem,bi kaçınızı hep ziyaret etmek isticem,edicem de..hep aklımda olcaksınız!..
(*) mavi umutsuzluğun ve mutsuzluğun rengiymiş,kaybeden insanların rengi..bu yüzden insanlar mutsuz olduklarında ya denize ya da gökyüzüne bakarlarmış..oysa mavi en sevdiğim renktir benim..kırmızı ise güçlü insanların rengiymiş!bu yüzden marlboronun paketi kırmızı,lightı maviymiş :))
daha çok şey vardı benim senden öğreneceğim..
ama gitme vakti gelmişti zaten, çok üzülsem de bu gitmek zamanıydı..tam zamanı..